Küçük İskender Sözleri

Sendeyim.com olarak 2025 yılında sizler için anlam dolu ve etkileyici Küçük İskender Sözleri derlemelerini hazırladık. Bu en yeni Küçük İskender Sözleri ile duygularınızı en özel şekilde ifade edebilir, sevginizi kısa ama çarpıcı sözlerle dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook ve X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizin kalbini kazanabilir ve beğeni yağmuru alabilirsiniz. Sizler için aşağıda birbirinden güzel Küçük İskender Sözleri 2025 sözlerini bir araya getirdik. Keyfini çıkarın!




Gidiyormuş, ağırlaşır yağmurun iade etmediği karanlık bırak gitsin. Hiçbir caddeye çıkmayacak o sokak artık.
Bu aşkın gelirinin yarısını sağır sultana bağışladım, duymazlıktan gelip seni, gitsin kulağını açtırsın, diğer yarısını sana bıraktım, kendine protez aşıklar alırsın.
Anlamadım ben mi iyileşmemiş yarayım herkes mi keskin bıçak? Sormadım. Sadece kanadım.
Kadınlar mı zeki yoksa erkekler mi diye merak edenler. Havva bir elmayla kandırmış Ademi.
Bir plak olsam. Zeki Müren çalsam, bozulsam. Aynı yerde takılsam, hep tekrarlasam. Elbet bir gün buluşacağız.
Senden evet cevabı alana kadar kendini yırtan sonra havalara giren canlıya erkek denir.
Annem sürekli hiçbir şey yemiyorsun, kurudun kaldın deyip duruyor; ben ne kazıklar yiyorum kimse bilmiyor.
Tabiatın güzelliğine bak. Dedim. Ağaçlardan hiçbir şey göremiyorum dedi.
Erkeklerin doğuştan bildiği ana dil. İlgisizce.
Gözümü bağlayıp atsalar sırtımdan itip; yine senin yanına düşerim, yer çekimi değil, yar çekimi.
Sigarayı bile kıskanırdım; kalbine giden yollara uğradığı için…
Normalde 2 gün zar zor giden telefonun şarjı, artık 5 gün gidiyorsa yalnızsındır.
Yaptığım şakanın ardından gözlerimin içine bakıp, aşk olsun dediğinde keşke diyebilmek için can atıyordum.
Bırakın bu ayakları. Kaçınız, çırılçıplak bedenler karşısında yalnızca gözlere baktınız. Sorsalar, güya hepiniz âşıktınız.
Kalbim kırık. Dikkat et elini kesmesin.
Kusura bakma dünya, biz seninle anlaşamıyoruz. Ya ben sana fazla geliyorum ya da sen benim hayallerime dar geliyorsun.
Kaldır başını aşk belden yukarıda sevgili.
Kötü yola düşmüş gecelerden geliyorum. Kusura bakma gözlerim biraz kirli.
Bırak şimdi yanaklarımı dudaklarımı gücün yeterse yüreğimden öp beni.
Ağlıyor musun? diye soruyor giderken utanmadan. Yok, yanlış yerden işiyorum aptal.
Her rengin bir kişiliği vardır. Her kişiliğin de bir rengi. Ben senin rengini buldum. Kahpe rengi.
Şimdi sen gittin ya, şairin dediği gibi herkesi sana benzetiyorum. Bu da mı o şerefsiz acaba diyorum.
Sonsuzluk istedim Allahtan. Sanırım s yi biraz sessiz söyledim. Şimdi onsuzum.
Benimle oynadın bir tur yükseldin aferin. Şimdi git onunla oyna. Ama yanarsan yine benden başlama.
Tahterevalliden ilk kim kalkarsa yırtar, öbürünün kıçı yere vurur.
Bir erkeğin en lezzetli yeri başının eti sanırım. Bu kadar kadın yanılıyor olamaz zira.
Benim gibisini bulamaz demişsin haklısın senin gibi şerefsizi mumla arasam bulamam.
Öyle bir yerin düşünü gördüm ki; insanlar, sabah uyandıklarında hâlâ hayatta olduklarını fark edip, günaydın demeden önce birbirlerini öpüyorlardı.
Git gidebildiğin yere kadar bu liman da kaybettiğim ilk gemi sen değilsin. Ama şunu unutma. Rıhtımda kalanı değil, çekip gideni vurur fırtına.
Eğer benim olsaydı sana zaman hediye ederdim. Elimde değil. Ancak şimdi sana koca bir boşluk getiriyorum kucağımda. İçinde saf sözcükler ve dağılmış bir ben olan. Zamanlı zamansız. Tamamen senin. İstediğin gibi doldur. Sevdiğin kadar anla, anladığın kadar sahip ol.
İlla 3. Şahıslar girecekse aramıza. Minik parmakları olan bir kızımız olsun.
Seviyorum affet dedi ya, o an insanın sadece ağzıyla gülmediğini anladım.
Ben seni çoktan affettim, sen sen sevdanı helal et.
Özne olmayı bırakıp zamir oldum, edat oldum, yüklem oldum. Ama senin gibi, aşk ile ihanet arasına bağlaç olmadım asla.
Yüreği olmayanın kalbimi kırmasına müsaade etmem. Beni bir saniyede unutanı, ben iki saniye ile şereflendirmem.
O kadar güzel unutmuştun ki beni, hatırlatmaya kıyamadım.
Okeyde beklenen son taş gibisin. Biliyorum beklemekle gelmezsin. Zaten gelme çünkü sen gelirsen ben biterim.
Bu gece alkolle sabahla; ona de ki, ben kanıma kırmızı rengi veren kişiyi kaybettim.
Şimdilerde elimde bir bıçak sevdiğin kadar sevilirsin diyen yalancı şairi arıyorum…
Sanma ki adını ağzıma alıyorum diye seni seviyorum. Dudak tiryakiliği benimkisi seni içime çekmiyorum.
Ah o tipine kurban olduğum bir de tipine yakışır bir yürek taşısaydın…
Buz tutmuş bir ruhum ben. Erirsem geri dönemem.
Seni Babilin asma bahçelerinde astım bak bakalım dünyanın kaçıncı harikasısın.
Kalp bu ulan. Yok, öyle bir arkadaşa bakıp çıkmak.
Şimdi aynı bardaktan su içemiyoruz. Ben bunu biliyorum su biliyor bardak biliyor bir sen bilmiyorsun.
Hadi simit satanı anladım, kestane satanı da. Peki ya dost satan, o da mı ekmek parası?
Her şeyi geriye saymaktan yorgunum, kaç intiharım varsa o kadar sevgilim var.
Gittiğinde. Boş ver dünyanın sonu değil ya. Diyen dostlarıma. Benim dünyamın senden ibaret olduğunu nasıl anlatabilirdim ki.
Aşkı dövmek lazım kalbe terbiyesizlik ettiğinde.
Giderken sana hoşça kal demek istedim ihanetin aklıma geldi hoşt çakal diyebildim.
Beni bir öküz sanma sakın sevgili, çünkü sen, o kadar hülyalı bir tren değilsin…
Gelin arabasının önünü kesen çocuklara verilen zarf gibi, bomboş çıkıyorum sana her ne kadar plakasında mutluyuz yazsa da.
Bazı kadınların şövalye sandıkları adamların, aslında alüminyum folyo ile kaplanmış denyo olduklarını görmeleri baya zaman alıyor.
Sevgilim beni aldatıyor musun dedi, hayır onu aldatıyorum dedim afalladı.
Bana benden iyisini bulamazsın diyen sevgilim ne gemiler yaktım ben, kıçı kırık bir sandalın lafı mı olur.
Karpuz seçerken gösterdiğimiz özenin yarısını sevgili seçerken de gösterseydik bu kadar kelek aşklar yaşamazdık.
Attığın tüm zarlar kaybettirdi bana. Hani sen benim düş eşimdin.
Bana geleceğin günün adını tıp çok önceden koymuş meğer kıl dönmesi.
Annem, neyin var? Diyerek böldü sessizliğimi. Ben de gittiğini ve kaybettiğimi söyledim. O da saçlarımı okşayıp; üzülme evladım. Cana geleceğine mala gelsin. Dedi.
Sıkı sıkı tembihlerler. Unut onu, aklına bile getirme, çıkar kafandan, hafızandan sil. Sanki seven beynimizmiş gibi.
Sana kemik değil; aşk verdim. Şimdi itlik yapmanın âlemi yok gitme diyorsam gitme.
Bugün kitap izledim, film okudum, müzik yedim, yemek dinledim. Aklım sendeydi, hiçbir şeyi doğru yapamadım, şaşkınım.
Aşkı hep iki kişilik diye öğrettiler bize. Peki ya kişilik bozukluğu sonucu mu dahil edildi 3. Kişi, aşk bildiğimiz şeye?
Ben bir silahım. Ama hiçbir silah yaralamaz insanı, bir başka insan olmadan.
Evde kedi, köpek beslemekle hayvan sever olunmaz. Hayvan sever dediğin benim gibi koynunda yılan besleyecek…
Hiçbir lokantada tek başınıza oturabileceğiniz şekilde dizayn edilmiş masa bulamazsınız, toplum sizi yalnızlıktan kurtarmak için gerekirse ruh sağlığınızla oynar…
Kim demiş ki, en büyük aşklar nefretle başlar diye, benim en büyük nefretim bir aşkla başladı.
Sevmek ifade edebilmek kadar ifadeyi unutmamaktır da.
Eros, yaşlandın mı? Okun gideceği yeri göremiyorsun. Ya bir imkânsıza ya da bir hayırsıza denk getiriyorsun.
Seninle ben bir çaydanlık gibiyiz. Ben üst kısmıyım sen alt kısmı. Hani büyüksün ya. Aramızdaki fark ise şu; ben sensiz de demlenirim, ama sen bensiz ancak su kaynatırsın.
Ben zilzurna sarhoş olsam da yaşadıklarımdan çıkarken hesabı ödeyecek kadar ayığım.
En basit yalanları gözüme bakarak söyleyen ahmaklar tanıdım. Bense onların cahil cesaretlerine ve kuş beyinlerine hayrandım.
Yarı yolda bırakmışım. Nankör olma yarı yola kadar getiren benim.
Uyurken seni izlemek vardı şimdi. Kokunda sarhoş olmak. Seni uyandırmak için can atmak ama kıyamamak.
O kadar düşledim ki seni sevgili, yitirdin gerçekliğini.
Sigarayı bıraksam diyorum tamamen sana başlasam. Sen daha çabuk bitirirsin işimi böyle çok yavaş ölüyorum.
Kirpiklerini kıskanasım geliyor meselâ; gözlerine benden daha yakın diye.
Soğuk ve şekersiz çay gibisin ne içimi ısıtıyorsun ne ağzımda güzel tat bırakıyorsun, sadece uykumu kaçırıyorsun.
Herkese seni sevmediğimi söylüyorum. Afrikalı bir annenin oğluna ben tokum sen ye demesi kadar basit bir yalan bu.
Sağlaması yapılmış bir çarpım gibiyiz sevişmelerden sonra; ikimizden biri sıfır olsa, diğeri ise istediği büyüklükte bir sayı; fark etmeyecek sonuç sıfır.
Yolun açık olmasın sevgili. Nasıl olsa önün açık her türlü bulursun sen yolunu.
Meyve vermeyen tek ağaç darağacıdır.
Erkek olmak doğuştan gelen bir alın yazısı olsa da adam olmak her erkeğe nasip olmuyor.
Kahvenden bir yudum bile almamışsın; korktun mu beni kırk yıl sevmekten.
Bir kadın aşka inanmıyorum derken, aslında tek bir şey söylemek istiyordur; hadi beni aşka inandır.
Telaffuzu zor bir kelime gibi unutacağım seni. Çünkü telafisi yok insanın. Ve insan bir insanla yenileyemez kendini.
Telefon rehberimdeki herkesi senin adınla kaydettim. Bütün gün beni arıyorsun, taklitler yapıp sesini değiştiriyorsun. Biliyorum, sen de özledin.
Çek bakışlarını gözlerimden, aşk bu şeytan doldurur.
Sevgilim, sevdanın sevdaya ettiğini etmez et, kemiğe.
Belki de en sevdiğim sakarlığın, gözlerime takılıp yüreğime düşmendi.
Aşk, bozuk bir pusuladır; seni yanlış bedenlere götürür.
Siz bir kelebeğe tutunuyorsunuz telaşla, onu incitmeden, kelebek telaşla geldiği tırtıla tutunuyor insan bu, azat etmek de gerek korkmayın, unutuluyor.
Senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim, lütfen gelme.
Dünyanın en uzun gecesi 21 Aralık değil, beni terk ettiğin gecedir.
Beklemekte olduğun şey, ancak onu beklemeyi unuttuğunda gerçekleşir. Bu, evrenin sen bakarken soyunamıyorum deme şeklidir.
Ağzı tabanca. Dudakları namlu, sözleri gece mermisi.
Artık aramızdaki uzaklıktan şık bir matem giysisi diktirebilirsin kendine. Bir tek hücreni bile istemiyorum. Televizyonumun çekmediği bir kanal gibisin çünkü. Sen git, bambaşka hayatların yatak odalarında sıradan insanların tenlerini süsle.
Bana yol vermeyi düşünmeden önce sana verdiğim yolda yürümeyi öğren…
Ne komünizm ne kapitalizm ne ateizm ne sosyalizm kısmetsizim…
Hatırlıyor musun bana armağan ettiğin ilk şarkıyı ölünce sevemezsem seni Ulan hayattayken bile sevmedin ki…
Senin için ölürüm dedi. Benim için zaten öldün dedim. Cesedini alıp çıktı.
Beni unut diyorsun ya; bu bana imkânsız geliyor. Çünkü seni unutmam için, hatırlamam gerekiyor.
Ayır bizi hâkim bey. Zaten görücü usulü evlendik. Ne ona sordular bunu alır mısın diye? Ne de bana sordular, Dünyaya gelir misin diye.
Bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi, aynı bedene sıkılan iki el kurşun gibi, katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşla sevmiştim seni.
Offff dedi. Ne oldu? Dedim hiiiiiç, dedi. Her şeyi bırak gel benimle, dedim. Olur mu? Dedi. Topu topu bir tabak fazla koyarız soframıza, dedim. Olmaz, dedi. Neden? Dedim. Aynı tabaktan yeriz, dedi. Bir daha sevdim.
Toprak olsam üstüme basmayacaksın, hava olsam içine çekmeyeceksin. Öyle düşmansın.
Hiç görüp, dokunup, öpmediğin birine âşık oldun mu? Olsan bilirdin aşkın ne olduğunu.
Biz ayrı dünyaların insanlarıyız dedi. Aman Allahım. Üzüntüden kahrolacağım. Ben iki dünya olduğunu sanan bir malı mı sevmişim.
Sen bir defa olsun seni seviyorum yalanını at; melekler günahını bana yazsın, olur mu?
Aşk ağır iştir emekli olamazsın sigortası yoktur ikramiye alamazsın yıllık tatil izni verilmez greve kalkıştın mı yersin sopayı her dakika lokavt tehlikesiyle burun burunasındır kaza riski yüksektir amatörce uğraşılır. Aşk ağır iştir. Yol boyunca bunları şoföre dayatamazsın. O uykuya yenilmek üzeredir sen ise rüyaya.
Bir insanı kaybetmek istiyorsanız çok sevin, kendiliğinden gider zaten.
Bir bayanın gözyaşının akmasına sadece soğan değil, bir hıyar da neden olabilir.
Suçumu cezama ikiz sayarken hâkim bari beklenmeyen şahit ol sevdama. İdamıma elin boş gelme. Kendinle gel.
Bilirsin beceremem yaşamayı. Bir damla su olsam, gider rakıya damlarım.
Affedilen vazgeçilendir o, affedildi çünkü ondan vazgeçildi.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır öküzü değil. Neden dönmediğini şimdi anladım.
Dönerse senindir dönmezse zaten hiç senin olmamıştır diye bir şey yok dönecek. Bir katil olay mahalline mutlaka geri döner.
Her aşkta dönme dolaptayım ve kesiliyor elektrik ben en tepedeyken.
Geri gelmemelisin. Ya olduğun yerde kalmalısın ya da gittiğin yerde. Sen bu hayatta gördüğüm en hoşça kalsın neticede.
Duydum ki böbreğinde taş varmış sevgili. Kesin kalbinden düşmüştür.

Diğer Güzel Sözler Yazıları