Ahmet Kaya Sözleri

Sendeyim.com olarak 2025 yılında sizler için anlam dolu ve etkileyici Ahmet Kaya Sözleri derlemelerini hazırladık. Bu en yeni Ahmet Kaya Sözleri ile duygularınızı en özel şekilde ifade edebilir, sevginizi kısa ama çarpıcı sözlerle dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook ve X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizin kalbini kazanabilir ve beğeni yağmuru alabilirsiniz. Sizler için aşağıda birbirinden güzel Ahmet Kaya Sözleri 2025 sözlerini bir araya getirdik. Keyfini çıkarın!




Bozar mı sandın acılar?
Sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene.
Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi.
Bir kenar mahalleliyim mecburen uzaktan severim…
Bir ben kaldım bir ben kaldım tenhasında gecenin avutulmamış ben.
Giderim buralardan giderim bir akşamüstü. Umurunda olmaz umurunda olmaz umurunda olmaz bilirim.
Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır elbette.
Parmak uçlarına değen sıcaklık incinen bir hayatın yarasıdır.
Acımasız olma şimdi bu kadar dün gibi çekip gitme.
Kokunu verirken vazomda güller yıkar mı sandın beni bu yalancı ayrılık.
Firarilerin uzmanı olmuşum bütün istasyonlarda afişim durur beni bir çocuk bile vurur.
Bırak ay gitsin sen kal bu gece.
Kendine iyi bak. Beni düşünme. Su akar yatağını bulur.
Depremler oluyor beynimde.
İhanetin zincirini tutan utansın. Dönüp arkasına bakan utansın. Dost diye bağrıma bastığım insanlar arkamı dönünce vuran utansın.
Sırtını duvara yaslar sırtını ağaca yaslar susarsın. Sen artık hiçbir sözü hiçbir sözü kaldıramazsın.
Hesabım kalsın mahşere elimi yıkar giderim.
Dostum dostum güzel dostum. Bu ne beter çizgidir bu. Bu ne çıldırtan denge. Yaprak döker bir yanımız bir yanımız bahar bahçe.
Şimdi saat yokluğunun belası sensiz gelen sabaha günaydın.
Artık sigarayı günde üç pakete çıkardım. Olsun gözüm olsun. Ne olacaksa olsun!
Beni bilimle anla iki gözüm felsefeyle anla ve tarihle yargıla.
Haykırsam duyamazsın. Çağırsam gelemezsin. Yürekten sevemezsin sen.
Söyle ay doğmadan düşmesin yaş gözüme.
Sensiz isyan ettim her an dünyam kahır dünyam zindan yine başım duman duman olmadan gel.
Gözüm yaşarıyor yüreğim yanıyor olmasaydı sonumuz böyle.
Dün gece gördüm düşümde seni özledim anne. Gözlerinden akan bendim. Düştüm göğsüne söyle canın yandığımı anne.
Sanki gökten kar yerine kan yağıyor kar altında üşümüş bir çocuk ağlıyor. Yaşlı gözleriyle bana bakıyor akan gözyaşını içesim gelir.
Varsın böyle geçsin yabancı günler varsın canımı yaksın yine yalnızlık. Seninle doluyken baktığım dünler yıkar mı sandın beni bu yalancı ayrılık.
Firarilerin uzmanı olmuşum bütün telsizlerde adım okunur.
Kırmızı rujlu sokakların aşağılık pazarlıkların adı anılmayacak benle. Bir çiçeğim halk ormanında fışkırdım başkaldırıyorum.
Ölümü özledim anne yaşamak isterken delice.
Şimdi bütün iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asıyorum.
Ben giderim geri gelmem benden sonra kalan kalır.
Bazen bir uçurum kalır bazen de martıların ardından. Velvele koparan bir leş kalır bir intihar gibi puşt olunca sevdalar.
Söyle sen neredesin ben nerde.
Sonbahar damlardı damlarımıza biz seninle sararırdık. Aydınlansın diye şu kirli yüzler biz durmadan savaşırdık.
Ceketimi yağmurlara astığımdan beri tehlikeli şiirler yazar dünyaya sataşırım.
Bir menekşe kokusunda seni aramak var ya bu hep böyle böyle gider mi?
Sensiz geçmiyor bu günler biliyor musun? Yüreğine beni beni soruyor musun? Öyle yalnız yalnız kaldım biliyor musun türküler söyledim sana duyuyor musun?
Ben hep uçurum kıyılarında dolaşmayı hep rüzgâra karşı koşmayı uğultulu bir hayatın sesini ve öfkesini ciğerlerimde hissetmeyi aşkı devrimleri başkaldırmayı muhalif olmayı cesareti sevdim. Ve böyle yaşadım.
İki damla gözyaşımla satıldım pazarlarda kırdılar yüreğimi kırdılar azarlarla sürgünlere yolladılar sabah dörtte yağmurlarla. Ben yandım siz yanmayın ALLAH aşkına.
Yalnızlığım benim pasaklı kontesim ne kadar rezil olursak o kadar iyi.
Arka cebimde iki metrelik kefenim duruyor. Her an hazır ve nazır. Ölürsem hayatımda istediğim bir tek şey var. Asla bu ülkeyi sevmiyor demesinler asla yani. Ben Edirne’den Ardahan’a kadar bu ülkeyi çok sevdim.
Dostlukmuş. Ölüme yürümekmiş. Üstüne titremekmiş. Vefaymış! Aşk dediğin zavallı bir kapıyı duvara çarpıp çıkıncaya kadarmış!
Bir türkü mor dağların emanetidir. Firari mahpuslara bir avuç su. Bir türkü dilimi içerdekine.
Ağladım gözyaşlarım düştü ateşe yine de bu yangını söndüremedim.
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun.
Saçlarına yıldız düşmüş koparma anne ağlama.
Dedim ya hiç yoktan susturuldu şarkımız.
Yanımdasın susuyorsun. Susuyor konuşmuyorsun. Bakıyor görmüyorsun. Dokunsan donacağım. İçimde intihar korkusu var. Bir gülsen ağlayacağım bir gülsen kendimi bulacağım.
Bana böylesi garip duygular bilmem neye gelir nereye gider döndüm işte acı yüreğimden beynime sızar bu günde ölmedim anne.
Söyle yağmur söyle. Değmeden yüreğime. Söyle gökyüzüne. O nerde.
Hey gönül gene bu gece kederim geceden yüce. Gel susalım beraberce böyleymiş kara yazımız.
Siz benim neden sustuğumu nerden bileceksiniz.
Bu hasretlik kalır gitmez teninde! Eksilmez acılar ezik yüreğimde.
Dışarıda kar yağıyor benim içime yağmur.
Giden bu yolculardan en çok ben şanssızım. Ne kadar çok yaşadıysam o kadar çok yalnızım.
Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar.
Ben klasik bir kadere teslim olmak istemiyorum ve öldükten sonra değil şimdi anlaşılmak istiyorum.
Dibine vurmuş gecelerden geldim. Yalanım yok. Bir cebimde küfür bir cebimde çocuklara şekerle yaşadım. Hepimizin gurbetindeyim şimdi.
Bu dağlara bu yollara toz eyledi aşk beni. Ben yanarım aşk için ben yanarım gül için.
Acılardan arta kalan işte bu bakışlarmış. Buğu diye gözlerimde gün batımı bulutlarmış.
Bizi zaman yenecek ve anılar kalacak.
Birazdan kudurur deniz.
Sakin göllerin kuğusuyduk olmasaydı sonumuz böyle.

Diğer Güzel Sözler Yazıları