Anlamlı Whatsapp Mesajları
Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın bense hep arkandan ağladım.
Ne hasta bekler sabahı ne taze ölüyü mezar ne de şeytan bir günahı seni beklediğim kadar.
Her konuşmak isteyişinde ona bakıp susmaktır aşk.
Yalnızlığım hayatımın tek sırdaşı.
Yağmurlar düşünce tenime her damlayı sen sanıp aşk bildim. Ve biliyor musun gölgeni bile çok özledim.
Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.
Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey değmeyenlere yüreğimin değmiş olmasıdır.
Gözlerinin Kahvesinden koy ömrüme kırk yılın hatırına Sende kalayım.
Kalbime söyleyemedim gittiğini seni halen benimle biliyor.
Bir otobüs aşkıydı belki bizimkisi benim yolum son durak seninkisi müsait bir yerdi.
Kolunu ısırıp saat yapıp bu saatten sonra benimsin diyesim var.
Zaman bütün hayallerimize ağzımın payını verdi.
Sen bakma benim bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz.
Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu. Önce özlüyor sonra ağlıyor akşamları küsüyor geceleri çok seviyorum.
Kafanı yastığa her koyduğunda aklına geliyorsa ya kimsede görmediğin mutluluğu tattırmış ya da çok derin yaralar bırakmıştır.
Yıkıldı yolunu bekleyen şehir. Şimdi gelsen de bir gelmesen de.
İntihar köprüsü gibiyim bu günlerde gözümden de gönlümden de düşen düşene.
Lafın bile gelişi var sen hala neredesin?
Hâlet-i ruhaniyemdir kelâm ettiğim lisan! Ya onadır ya Onunla Olana ya Aşkadır ya da Aşkla yanana!
Giderek daha çok seviyorum seni demişti. O yüzden gitti demek ki.
Ve bazen de seninle konuşmak iyi geldi diyebileceğin birisi olmalı.
Hadi simit satanı anladım kestane satanı da. Peki ya dost satan o da mı ekmek parası?
Tek kişilik miydi bu şehir sen gidince bomboş kaldı.
Hadi takas edelim bir şeylerimizi. Mesela gülüşünden ver ömrümden al.
Susmak kabullenmek değil cevaptır. Eğer insan kısa cümleler kuruyorsa uzun yorgunlukları vardır.
Artık gelecek planlarımı hayattan gizli yapıyorum. Sanki hayat işini gücünü bırakıp planlarımı bozmak için her şeyi yapıyor.
Şimdi söndü ışık sustu dudağımdaki sen çalan ıslık. Dünya ahiret acımsın artık.
Her şeyi boş verdim boş verdiklerimin arasına hoş geldin.
Sen gittin artık yoksun ve boşuna yağıyor yağmur. Birlikte ıslanamayacağız ki.
…sɹǝʇ nq ʞǝʇ ɹıq ؛ɐp ɐpunloʎ ʎǝsɹǝɥ ıʞuɐS.
Paslı bir yalnızlıktı avuçlarımda ardımda bir yürek yükü rüzgâr. Ne zaman sevmeye koyulsam doğrulup çoğaldı ayrılıklar.
Yüreğine giden bir bilet kes cam kenarı değil can kenarı olsun.
Alıp başımı gidesim var da aklımdakileri valize sığdıramıyorum.
Sana iki kelimelik sonunu bilmediğim bir hikâye anlatayım mı? Evet. Seni seviyorum.
Sevdan üflendi bir kere vakit aşk-ı kıyamet. Sen kopuyorsun yüreğimde gönlüm gönlüne emanet.
Sana muhtaç olduğum şu anda gel yaşamak olsan da gel ölüm olsan da gel.
Aslında Türkçem çok iyidir. Ama bazen anlamıyorum seni. Git ne demek?
Neyim olursan ol da hayal kırıklığım olma. Orası çok kalabalık tanıyamam seni.
Ey yalnızlık nikâh mı kıydın bana. Helalimmişsin gibi her gece giriyorsun koynuma.
Hiç kimse senin kadar fikrime huzur değil.
Bin günahın olsa da bana bir gün ahım yok sana.
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek bir muma ateş olmak mı yoksa yanan ateşe dokunmak mı?