En Güzel Atasözleri

Misafir gelecekmiş gibi evini, ölüm gelecekmiş gibi kendini temiz tut.

Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.

Dağ ne kadar yüce olsa da üstünden yol aşar.

İnsan dışı ile karşılanır, içi ile uğurlanır.

Demir tavında dövülür.

Gülme komşuna gelir başına.

Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.

Yatağa yattığın zaman, problemlerini elbiselerinde bırak.

Belli düşman gizli dosttan yeğdir.

Felek kimine kavun yedirir, kimine kelek.

Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.

Gözler kendilerine, kulaklar başkalarına inanırlar.

Kadınlar gülebildikleri zaman gülerler, istedikleri zaman ağlarlar.

Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz ama saray ahır olur.

Başkalarını azarlar gibi kendini azarla, kendini affeder gibi başkalarını affet.

El elin eşeğini türkü çağırarak arar.

Ömrünün sonuna kadar eşeğe binmektense, bir yıl ata binmek yeğdir.

Şöhret kabiliyetin gölgesidir.

Güneş girmeyen eve doktor girer

Gün doğmadan neler doğar.

Sevmek keman çalmak gibidir, bilmeyen kötü sesler çıkarır.

Düşmek suç değildir, düşüp kalmak suçtur.

Gülü seven dikenine katlanır.

Hayatta yapılacak o kadar çok hata var ki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yoktur.

Evlenmeden önce gözlerinizi dört açın. Evlendikten sonra yarı yarıya kapatın.

Güzellik, tabiatın kadınlara verdiği ilk hediye, aynı zamanda geri aldığı ilk şeydir.

Garip kuşun yuvasını Allah yapar.

Evlilik bir kale gibidir. Dışarıdakiler oraya girmek için, içindekiler de çıkmak için uğraşıp dururlar.

Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur. İki kez aldatırsa suç sizindir.

Mutluluk herkesin hayatından bir kere geçer.

Kol kırılır yen içinde kalır.

Sis yelpazeyle dağıtılmaz.

Eşeği düğüne çağırmışlar, ya odun eksik, ya su demiş.

Eşeğe “cilve yap” demişler tekme atmış.

Birleşmek başlangıçtır, birliği sürdürmek gelişmedir; birlikte çalışmak başarıdır.

Güzel bürünür, çirkin görünür.

Büyük acılar sessizdir.

Küçük üzüntüler konuşurlar, büyük dertler dilsizdir.

Gönül kimi severse güzel odur.

Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakları yine de yere dökülür.

Davetsiz gelen döşeksiz oturur.

İntikam soğuk yenen bir yemektir.

Eğilen baş kesilmez.

Gönülsüz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş.

Yalan dört nala gider, gerçek adım adım yürür, fakat gene de vaktinde yetişir.

Yaşını söyleyen kadın ya genç olduğu için kaybedecek bir şeyi yoktur ya da yaşlı olduğundan kaza nacak bir şeyi yoktur.

İnsanlar yaşadıkça ihtiyarladıklarını sanırlar, hâlbuki yaşamadıkça ihtiyarlar.

Erkek yaşını saklamaya, kadın ise saklamamaya başladığı zaman yaşlanmıştır.

Hak yenir ama hazmedilmez.

İdealler yıldızlar gibidir onları tutmak mümkün olmaz ama karanlık gecelerde yolumuza onlar rehberlik ederler.

Üç taşınma bir yangına bedeldir.

Kadeh içinde, denizde boğulanlardan çok daha fazla insan boğulmuştur.

Elin ağzı torba değil ki büzesin.

Bir şekilde doğar, fakat bin bir şekilde ölürüz.

Bir yalan ne kadar hızlı olursa olsun, hakikat onu yetişip geçer.

Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman çelebi denir.

Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir.

Eğri otur, doğru konuş.

Her elini sıkanla dost, her canını sıkanla düşman olma.

Kadın gölge gibidir, kendisini takip edenden kaçar, önünden gidenin arkasından koşar.

Çabuk gelen kötü şans, geç gelen iyi şanstan iyidir.

Eşek hoş laftan ne anlar.

Nisan yağmuru Mayıs çiçeği getirir.