Mevlana’dan İbretlik Sözler
Ya Rabbi! Ruhumda bir ilim katresi var. İlahî onu heva rüzgarıyla ten toprağından muhafaza eyle. Ey ihsanı çok olan Rabbim! Cefa içinde geçip giden ömre merhamet et. Ey affetmeyi seven Rabbim! Bizi affeyle. İsyan derdimize çare eyle. Ey yardım isteyenlerin yardımcısı! Bizi hidayete çıkar.
Ya Rabbi! Biz nefis ile şeytana köpek gibi tabi olduksa da sen, azap aslanını bize saldırtma.
Üzülme der Mevlâna ve devam eder; Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki. Kanatlı olursun. Tek kanatla uçulmaz zaten. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, Kilimin tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?
Kendinde olmaksızın, istiğrak halinde edilen dua, bambaşkadır. O dua, dua edenin kendinden değildir, kendinde bulunanın duasıdır. Daha doğrusu, o dua, gönülde bulunan Hakk’ın sözleridir. Aslında o duayı Allah etmektedir. Çünkü dua eden kul, kendinde olmadığı için aradan çıkmıştır. O dua da Allah’tandır, kabul edilişi de Allah’tandır. Mesnevi
Ya Rabbi! Dua ve yakarışlarımızda sana layık olmayan sözleri bilmeyerek söyleyip hatalarda bulunmuş isek, o kelimeleri sen ıslah et ve duamızı kabul buyur. Çünkü sözlerin hâkimi ve sultanı ancak sensin.
Yoksullardan, dertlilerden dua iste. Define yıkık yerdedir.
Bazı insanlar dua gibidir. Görünmez, ama dokunur sana. Duyulmaz ama bırakmaz seni!
Ey gönül ses etme! Bekle! Ya nasip de Rabbine bırak.
Dert etme, dua et!
Her şey neye layıksa ona dönüşür.
Kokuların en güzeli gönül kokusudur; çünkü o koku rabbin kokusudur. O koku kırık gönüllerde mağlup ruhlarda bulunur.
Dertsiz dua soğuktur, bir şeye yaramaz. Dertli dua ve niyaz, gönülden, aşktan gelir.
Allah, gönlünü yatıştırsın, huzura kavuştursun! Duası, hoş bir duadır; bu duaya, sen de Âmin! de!
Gülene neden gülüyorsun diye sorulmaz, ama ağlayana neden ağladığı sorulur. Sende dualarında ağla ki Rabbin sebebini sorsun.
Mevlâna diyor ki; Dua edecek güzel bir gönlün yoksa, güzel yürekli insanlardan dua iste.
Ey can; kimseyi kırma. Sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz.
Sana bir dua eden olsun, sen birine dua et! Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan. Sana ummadık kapılar açan. Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan.
Sen aşka sessizce dua ettin. Bense seni sağır dinledim. Sen aşkı dualarla dilerken, ben dilsiz dudaksız âmin dedim.
Candan, gönülden söylenen güzel sözler, dualar, niyazlar, yakarışlar, Hakk’a doğru yükselir. Hakk’tan başka kimsenin bilmediği, bir yere kadar varır, ulaşır. Mesnevi
Aklınıza gelen her güzel şeyi duaya dökün! Niyet olur, nasip olur, yol olur, hal olur.
Eğer dua için temiz bir nefesin yoksa temiz gönüllü bir dost bul da ondan dua iste.
Ey alemin yaratıcısı! Kasvetli, kararmış, katılaşmış adeta taş gibi olmuş olan kalbimizi mum gibi yumuşat, feryadımızı, ah u vahımızı, hoş eyle ki rahmetini celbetsin, çeksin. Bizi köle gibi kullanan bu serkeş nefisten bizi satın al. O nefis bıçağı kemiğe dayandı (zulmü canımıza yetti).
Hz. Mevlâna son demlerinde iken, dostu Siraceddin Tatari’yi yanına çağırarak, kendisine şu duayı öğretmiş ve sıkıntılı zamanlarında okumasını tavsiye etmiştir: Ya Rabbi! Bana ne senin zikrini unutturacak, sana şevkimi söndürecek, seni tesbih ederken duyduğum lezzeti kesecek bir hastalık; ne de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü artıracak bir sıhhat ver. Ey Merhamet edenlerin merhametlisi! Merhametinle bu duamı kabul et.
Duası olmalı insanın, bütün sevdiklerini içine alabileceği. Ve bir de seccadesi, gözyaşlarıyla rabbine varabileceği!
Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker.
Yağmur gibi yağarsa başına bela, bil ki dua istiyor senden Mevla.
Her işin gizli şahidi; vicdandır. Üzülmeyin, Allah var gam yok!
Ne zaman gökyüzüne bir nefes, bir dua gönderdin de ardınca ona benzer bir iyilik gelmedi?
Neden duasız bırakıyorsun dilini? Kapıyı çalmadan, açılmasını bekleyenlerden misin yoksa?
Mutlu olmak istiyorsan, gururunu bırak, gönüller almaya bak.
Sevenlerin duası her yerde geçer.
Seni bekleyişimin adı yok. Sadece yüreğimde lal olmuş duamsın.
Eğer fikrinde bir durgunluk varsa, iyi düşünemiyorsan, Allah’ı zikrederek fikrini uyandır, harekete geçir. Çünkü zikir düşünceyi harekete geçirir. Sen zikri şu uyumuş düşünceye güneş yap da onu canlandır. İşin aslı cezbedir aşktır. Fakat aziz dostum, çalışmayı gayreti bırakıp cezbeyi de oturduğun yerde bekleme. Cezbe kendi kendin gelmez. Gelmesi için bir gayret bir emek gerekir. Çünkü çalışmayı, ibadeti, iyilik etmeyi bırakmak, nazlanmaya benzer. Hak yoluna canını başını koyan hiç nazlanabilir mi?
Allah’ım! Sen, canları, Yasin soyunun gittiği yoldan canlara ulaştır.
Dua Mevla ile olmaktır. Mevla ile olan kimse için ölüm de ömür de hoştur!
Ya Rabbi! Kerem ve lütfunla hidayet ettiğin kalbi tekrar dalalete, sapıklığa meylettirme. Belaları bizden sarf eyle, çevir ve değiştir. Ey affı çok olan, günahları örten Rabbim! O günahlar dolayısı ile bizden intikam alma. Bize azab etme.
Dua kapı çalmaktır. Gerisine karışmak haddini aşmaktır.
Ey Hay, ebedî diri olan Rabbim! Talep ve dua üzerine nasıl olur da kerem etmezsin. Sen kerem sahibisin. Ey mahlûkatın, yaratıkların canlıların ihtiyacını gideren Rabbim! Sen varken hiçbir kimseyi hatırlamak ve ondan bir şey ummak layık değildir.
Ya Rabbi! Bizim halimize bakarak muamele etme. Kendi ikram ve ihsanına göre bize muamele eyle.
Ya Rabbi! Sana ne arz edeyim. Çünkü sen gizli ve açık her şeyi bilirsin.
Niye üzülüp ağlarsın can? Bırak sevmeyen gitsin. Dua et Rabbin seni terk etmesin. İşte O terk ederse, gerçekten bitersin.
Hz. Mevlâna der ki; “Kaderimi ben seçmedim; Rabbim ikram etti. Elhamdülillah! İyiyim desem yalan olur. Kötüyüm desem inancıma dokunur. En iyisi şükre vurayım. Belki o zaman kalbim kurtulur.” Duam belli duyan belli. Gerisi Takdir-i İlahi.
Oğlum ne Allah’ın lütfûna, ne de kahrına uğrayacağını düşünme; sadece onun emirlerine uymayı, nehyettiği, yapma dediği şeylerden kaçınmayı her zaman göz önünde tut.
Dua ederken Allah’a kırık bir gönülle el kaldır. Çünkü Allah’ın merhamet ve ihsanı, gönlü kırık kişiye doğru uçar.