Hiç Duyulmamış Giderli Sözler
Hani bir bilmece vardı, çarşıdan aldım bir tane eve bi geldim ki bin tane diye. İşte bazı insanlar da nar gibi arkadaş. Dıştan tek vücut, içinde onlarca kişilik.
Sen mert olmazsan, millet sana dert olur.
Şimdi sahne senin devam et. Ama sıra bana gelmesin. Dua et!
Ben denerim. Fendini yenerim. Sanki bir fenerim, sana yol gösteririm.
Yürürken kimseyi beklemeyin. Zaten işi düşenler size mutlaka yetişir.
Başlamadan bitmeyiz, yarı yolda gitmeyiz, biz kalleşlik etmeyiz, belâlı adamız biz.
İşi bitip gidene mi söveyim, yoksa işi düşenin gelişine mi?
Belki sihirbaz değildik ama biz de çok şeyimizi kaybettik.
Adam adam olamamışsa, adam akıllı adım atamaz.
Beni MOBESE kameralarına sor güzelim, sokak lambalarına sor, kaldırım taşlarına, bu mahallenin serserilerine. Az çektirmedim onlara.
Kaliteli insanlar işiyle, boş insanlar kişiyle uğraşır!
Evet boştur ceplerim, ama hep seni beklerim, acılarıma acı eklerim, bozuk kalp gibi teklerim. Sensiz mutlu olmaktansa, seninle mutsuz olmayı yeğlerim.
Olur ya biri beni tuzağa düşürürse oradan nasıl çıkacağımı değil çıktıktan sonra ne yapacağımı düşünürüm. Nasıl olsa çıkacağım zaten.
Vurursunuz eyvallah da, ölmezsem sıkıntı büyük.
Biz madde çekmeyiz, sevgilimizi ekmeyiz, kimilerine gül oluruz, kimilerine tekmeyiz!
Sen bana vurabilirsin tamam, ama eğer ölmezsem paparayı yedin demektir!
Seni nasıl da insan yerine koydum? Zevkli miydi?
Ölüme giderken benzin mazot aranmaz.
Fazla havalara uçma kuş beyinli! Pat diye çakılacaksın, itilip kakılacaksın, yukarıdan bakılacaksın, bi sigara yakılacaksın. Dur daha bunlar iyi günlerin dur.
Bulayım diye belamı, okusunlar diye selâmı, kestin sabahı selâmı, söyle bu reva mı?
İtlerle takılan köpek, yiğitlerle takılan mert olur.
Sen Mecnun gibi çölleri aşsan, o yürümeseydin be metroye binseydin ezik der. Yaranamıyoruz anasını satayım.
Vardır şeklimiz, atarımız giderimiz, bize her yer Teksas Paris, çekemeyiz trip kapris.
Biz bir vurursak iplikle dikiş atılır, ikinci defa vurursak kürekle toprak atılır.
Lafımızı koyarız, şanımızı yayarız, seveni dost sayarız, düşmanın derisini soyarız.
Bazıları uzaktan bakınca adam görünüyor. Yanına gidiyorsun madam koko.
Belâlıyım gönlüm zindan, zevk almıyorum hiçbir andan, çünkü ben ayrıldım ondan, hem ağlarım hem söverim bir yandan.
Zamanında hepiniz çoktunuz, sonra biz geldik siz orada yoktunuz.
Bakma öyle suskun durduğuma, dağların da sesi çıkmaz unutma!
Bir insan ancak; değerini bilenin yanında kıymetlidir.
Benim kafayı sen yaşasaydın inan ki çoktan kafana sıkmıştın.
İp cambazı mısın? Ölümle yaşam arasındaki ince çizgide geziyorsun!
Gidenleri özlemeyiz, sırrımızı gizlemeyiz, biz bir kere izledik mi, ikinci kez izlemeyiz.
Beni enterese etmez; sizin mevzunuz, konunuz; haddinizi bilin burada, kötü olmasın sonunuz!
Serseriyiz serseri, hem yavaşız hem seri. Adamına göre hareketimiz, taa en başından beri.
Biz serseri belalıyık, hştt ayık ol ayık! Ayran gibi yayık, olma sakın kayık, olmaz senden bir cacık, gözlerinde arpacık, çıkmış tedavi ol!
Güvendiğin dağlara karlar mı yağdı cici kız? O zaman gelip kayak yapalım.
Sevdanın yükü ağırdır her yürek taşıyamaz.
Para takmamı mı istiyorsun? Ondan sürekli bu kıvırmalar galiba.
En zor günlerini tek başına atlattıysan; sonrasında kimseye eyvallahın olmaz!
Ben bir serseri, olmuş onun esiri, aşk sayılara sığmaz, anlamaz bölmeyi kesiri.
Biz değiliz torbacı, poğaçacı ve çorbacı; olamaz burada güvende, kızlara asılan ve döven de. Hepsinin ümüğünü sıkarız, bu pisliklerden bıkarız, ama onlar bıkmaz devam eder, biz devirip yere yıkarız! Ağzına pamuk tıkarız, cenazesini yıkarız, adam olun lan adam, gebermek istemiyorsanız.
Her dalavere, okyanus dere, söyle nere, gidiyorsun sen gardaş!
Bugün sana gaz verenler, yarın kan vermeye gelecek mi?
Nabza göre şerbet bitti! İçersen turşu suyu var.