İğrenç Şakalar

Telefonu şarja koydum %100 beklerken bide baktım ki %7. Evladını kartal kapmış Fatma Girik gibiyim şu an.

Çekirgeyi salıverdim çarşamba geri aldım.

– Benim neden kardeşim yok baba? + Seni görünce ikincisine cesaret edemedik.

İki kişilik tatil kazansam tatile iki kere giderim anlatabiliyor muyum?

Adamın boyu 1.45 gırtlağıma kadar borcum var diyor. Al şu 20 Tl’ yi git öde borcunu. Dert ettiği şeye bak amk.

– Yabancı diliniz var mı? + Bir tane dilim var onu da doğduğumdan beri tanıyorum, yabancı değil. – Tamam, biz sizi ararız.

Az önce minibüsteydim. Arkadan bir kadın şu parayı alır mısınız dedi. Aldım parayı cebime koydum, ne kadar iyi insanlar var bu dünyada.

Su içene yılan bile dokunmaz, o yüzden yılan yerseniz yanında su için. Ben susuz yedim de dokundu biraz.

Facebook hesabın var, niye durum güncellemiyorsun dedim. Abi durumum yok dedi, sarıldık ağlaştık.

Düğünden önce kızların toplanıp “geri zekâlı bok mu vardı bu yaşta evleniyorsun” diye gelini kınadıkları geceye kına gecesi denir.

+Olmadı bir sigara yakar mutluluklar dileriz. -Abi Parliament 14 TL olmuş. +O zaman sadece mutluluklar dileriz.

– Hâkim bey en sevdiğiniz mevsim hangisi? + Yaz kızım.

Mağazaya girince dibimden ayrılmayan mağaza elemanını çıkışta evine kadar takip ettim. Nasıl bir gerilim olduğunu anlamıştır umarım.

“Çırak Aranıyor” yazan berbere girip; “Sizin çırak nasıl biriydi? Tarif edin ben de arayayım” dedim. Fön makinasıyla kovaladı.

– Sevgilim ne içersin? +White chocolate mocha – O zor yapılıyordur insanları uğraştırma, iki çay içip siktir olup gidelim– Aşkım kusura bakma cevap veremedim şarjım azdı. + Bugün şarjı azanın yarın kendisi azar şerefsiz sapık her şey bitti.

– Pardon lafınız bölüyorum. + Tabi buyrun? – Yok ben sadece lafınızı bölmek istemiştim.

Az önce mutfağa gidip buzdolabını açtım ama yine o mucize yiyeceği bulamadım.

Kebapçıya abi Urfa’yla Adana arasında ne fark var dedim. 300 kilometre dedi. Sustum, lahmacun söyledim yiyorum.

Arkadaşlarla Starbucks’a gidecektik, bakmadı gidemedik.

– Bu işler öyle telefonda olmaz, yüz yüze görüşelim. + Tamam o zaman görüntülü arıyorum.

Otobüste yaşlı teyzeye yer verdim, ne gerek var evladım dedi, senin günlerin sayılı teyze otur dedim. Ağlayarak oturdu, çok duygulandı galiba.

Yarasa güzel hayvan ama yaramıyor.

Sırf köpek korkmasın diye yolun karşısına geçip yürüyen biriyim. Benden kimseye zarar gelmez.

Sinirlenince telefonu yavaşça yere bırakıp kendimi son sürat duvara fırlatıyorum.

Masaya gelip, “tazeliyim mi ?” diye soran garsona; “öncekiler bayat mıydı ?” dedim, yeter abi sen daha içme dediler.

İnternet bağımlısı olduğumu söylüyorlar, çokta Wi-Fi.

+Aşkım ben süt bazlı karamel soslu extra buzlu çikolata parçacıklı frappuccino latte söylüyorum, sen ne diyorsun? – Âmin

Bir saattir Mustafa Ceceli es dinliyorum yine esmiyor.

– Aşkım bu gece sakın uyuma. +Neden aşkım? – Davulcuya söyledim bizim şarkımızı çalacak.

Geçen yeni bir ayakkabı aldım. Ayakkabıcı “ilk bir hafta sıkabilir” dedi. Bende ayakkabıyı ilk hafta giymedim, kafa zehir.

Eğer saçınız dökülmeye başladıysa dökülen yerlere sarımsak sürün dediler, hemen yastığıma sürdüm, çoğu oraya dökülmüştü.

+ Kanka sen meteoroloji okudun dimi? – Evet +Baksana şu kızın havası kime?

Markete gidip “bana bir çakmak lazım” dedim, adam arkaya geç geliyorum dedi. Bekliyorum şu an, çakmağı bulamadı sanırım.

Bayram tatilinde sabahlara kadar çılgınlar gibi evde oturacağım.

Az önce odama 4 sivrisinek geldi, “hayırdır?” dedim, kan davası için geldik dediler. Dün gece öldürdüğüm sinek aşiret sineğiymiş.

Kanka sen yazılım mühendisisin anlarsın, şu kız bana mı yazıyor ne dersin?

Ders çalışırken müzik dinleyemiyorum, ders dikkatimi dağıtıyor.

-13 saniyedir cevap vermiyorsun, ne oldu birisimi var hayatında? + He 13 saniyede evlendim amk.

Ukrayna’da iç savaş var. Suriyeli mültecileri getiriyorsanız onları da getirin. İnsanlık ölmedi.

– Sözlüme neden 50 verdiniz hocam? + Sözlün kim evladım?

Hastaneye gittim filmimi çektiler, doktora hangi kanalda oynayacak diye sordum. Allahtan hızlı koşuyorum.

Bugün bütün sevişme ihtimallerimi bir kenara atıp içlik giydim. Çok soğuk ya.

Annem bıçağın ucuna avokado takıp babama uzatıyo, elit miyiz köylü müyüz çözemedim arkadaş.

Bugün parkta otururken, birbirine aşkilotum, kocişkom, şikilopum diye hitap eden bir çiftle karşılaştım. Yalnızlık daha mı iyi acaba?

Hemşire “kan değeriniz düşük” deyince utanıp başım önde odadan çıktım. Fakirlik damarlarıma işlemiş resmen! Kanımda bile değer yok.

Sokakta öpüşen çifte “sizde hiç edep yok mu?” dedim, yok dediler. Ben de tamam dedim döndüm. Dürüst insanları severim.

– Kanka akşama görüşelim mi? + Görüşelim de kanka ne yapacağız? – Bir yerlerde otururuz herkes telefonuyla ilgilenir falan.

Otobüste mesajlaşırken yazdıklarımı okumaya çalışan teyzeye ön kamerayı açtım neye uğradığını şaşırdı bismillah diye çığlık attı.

+Böyle dans etmeyi nerden öğrendin? -Sensörlü lambayı yakmaya çalışırken.

– Abi bizim iki çay vardı. + Çaylar benden olsun, wifi nin parasını verin!

– Dürüm yiyelim mi? + Ismarlarsan yiyelim, bu aralar dürümüm müsait değil de.

Göz doktoru: – Şu tablodaki harfleri okur musunuz? Hasta: – Siz bana okur musunuz? Benim gözlerim bozuk da.