Şükrü Erbaş Sözleri

Sendeyim.com olarak 2025 yılında sizler için anlam dolu ve etkileyici Şükrü Erbaş Sözleri derlemelerini hazırladık. Bu en yeni Şükrü Erbaş Sözleri ile duygularınızı en özel şekilde ifade edebilir, sevginizi kısa ama çarpıcı sözlerle dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook ve X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizin kalbini kazanabilir ve beğeni yağmuru alabilirsiniz. Sizler için aşağıda birbirinden güzel Şükrü Erbaş Sözleri 2025 sözlerini bir araya getirdik. Keyfini çıkarın!




Kimse kendinden bir yere gitmiyor. Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek.
Ey sözümün billuru; sensin kalbimden dünyaya yürüyen hayranlık.
Gelecek kaygısı duymaya başladığımız gün, çocukluğumuzu geride bıraktığımız gündür.
Suyu sevmeyen insanın, rüzgârı anlamayan, gökyüzünde bir bulutu olmayan insanın gideceği uzaklık, olsa olsa kendine sızan çaresizliktir. Yaşlı bir kadının hüznünü duymazsanız, bir genç kızın saçlarında çarpan kalbini nasıl göreceksiniz?
Uzun sustum, ey durmadan konuşanlar. Geçmedi üşümem, ben bir aşkın kar yağışından geliyorum.
Susmak yalnızlığın ana dilidir.
Senden başka kimseyi aramadım gittiğim yerlerden.
Herkes türküsünü elbet kendi sesiyle söyler! İnsanın dili boynuna kement olur mu?
Eskimiş eşyalarız yeri hiç değişmeyen. Yalnızlığı çağrıştırıp yılgınlığı biçimleyen.
Suyu sevmeyen insanın, rüzgârı anlamayan, gökyüzünde bir bulutu olmayan insanın gideceği uzaklık, olsa olsa kendine sızan çaresizliktir.
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
Hayalin, gerçeğe değdiği yeri seviyorum.
Bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek.
Biliyorsun ya susarak yaşamak zorundayım seni, bu yüzden gecelere ve sözcüklere bölüyorum ağırlığını.
Sevmek insanın en büyük acısıdır.
Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki?
Kalktım yürüdüm elimdeki çaresiz soruyla. İnsan neden hep sona bırakır kendini?
Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de.
Gizemli bir suskunluğun dargın diliyim. Kan gülleri büyütürüm sabır saksılarında.
Kalabalığın uyumuna inat, hayalin gerçeğe değdiği yeri seviyorum.
Dünya sinema perdesi değil ki. Düşlerin de bir sınırı olmalı, insanın gerçeği ile çevrili.
Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan.
Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara, ne aşk, ne özgürlük, ne barış anlatabilirdi.
Ey insan ömrünü dolduran biçimleyen duygu Hüzün müdür her vakit mutluluğun bir yüzü?
Herkesin her şeyi kolayca konuştuğu, Arkasını döner dönmez unuttuğu zamanlardı.
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte. İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.
Oysa ben bir akşamüstü, oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterim.
Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı, aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak, nasıl yenilik olur, tükenmek değil de?
Yüzün bir türkü sonrasının kederli dalgınlığında; güldün mü, ben mi yanıldım, bilmem.
Yastığa başını koyduğunda başucundaki boşluğa bak. Ayrılık diyordun ya.
Sesinden başka suçum, yüzünden başka iyiliğim kalmamıştı.
Benim en güzel düşlerim içimde kaldı.
Sana neden sığındığımı anlıyor musun?
Hayat dolduruyor her boşluğu kendince Bir başka başlangıçla Tutuşmak üzere yeniden Pembe üflemeleriyle bir ince soluğun soğuyor acılar bile.
Düşmeyi göze almadan binilmiyor salıncağa.
Ve güz geldi Ömür Hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde.
Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu?
Alnından öptüğüm yerde ülkemsin, ağzından öptüğüm yerde, kadınım.
Sitemizin gelişimine katkıda bulunmak ister misiniz? Aşağıdaki butonları kullanarak sitemizin gelişimine katkı sağlayabilirsiniz.
İçimizde azalan zamanların kederi, önümüzde bir yere gitmeyen yollar.
Gelişin hayata bağlıyor beni, anlıyor musun? Zaman yarat ve uğra.
Tarla kuşu yağmur damlasından dünyayı içsin diye yazarız.
Farkında mısınız bilmem, kimse kendi acısını bile duymuyor artık.
Ben gidip hayal kuracağım, siz oturup gerçeğinizi sevin.
Bir yere gitmeden, gelecek birisini bekliyordu herkes.
Biz hepimiz dikenli tellerle sarılıyız, her ilişkide bir parçamız kalır ve bölüne bölüne biteriz de.
Ne kadar uzaksa bir felaket sizden, o kadar mutlusunuz, unuttunuz başkalarının acısını duymayı.
Susmak iyileştirmiyor yarayı, yeni yerlere varıyor eski sözler.
Ömrüm, ah benim ördükçe sökülen, yakasız kolsuz hırkam.
Anlamakla katlanmak arasında tükendim.
Bir kapı önündeyim, girsem suç, gitsem ayaz.
Eskiden her konuda konuşurdum istekle Bir geniş gülümsemeyle dinliyorum şimdi.
Sevinç taşkın yaşanır da; acı yalnız çekilir.
Tenin tenime bu kadar sinmişken, ömrüm azala azala önümden akarken, gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken. Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime, bıraktığın.
Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz. Biçim veremediğimiz şeylerin biçimini alıyoruz.

Diğer Güzel Sözler Yazıları