Afife Jale Kimdir? Kaç Yaşında, Boyu, Vikipedi, Biyografisi

Afife Jale Kimdir? Kaç Yaşında, Boyu, Vikipedi, Biyografisi Afife Jale Kimdir, Afife Jale Kaç Yaşında, Afife Jale Nereli, Afife Jale Biyografi, Afife Jale Kaç Doğumlu, Afife Jale Nerede Doğdu, Afife Jale Hangi Okuldan Mezun, Afife Jale Sevgilisi, Afife Jale Hayatı

Afife Jale Kimdir?


Adı Soyadı: Afife Jale
Doğum Tarihi: 1902
Nereli: İstanbul
Burcu: Bilinmiyor   
Kilosu: Bilinmiyor
Boyu: Bilinmiyor
Göz Rengi: Siyah            
Saç Rengi: Siyah   
Eğitim Durumu: İstanbul Kız Sanayi Mektebi
Sevgilisi: Yok
Evli mi: Evet
Eşi: Selahattin Pınar
İnstagram Hesabı: Mevcut Değil
Twitter Hesabı: Mevcut Değil
Facebook Hesabı: Mevcut Değil
 

Afife Jale Biyografisi


Afife Jale 1902 yılında İstanbul’un Kadıköy semtinde orta hali bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Dedesi Dr. Sait Paşa Annesi Methiye Hanım ve Babası Hidayet Bey’dir. Salah adında bir erkek kardeşi, Behiye adında bir kız kardeşi vardır.

İlk Türk kadın tiyatrocusu olan Afife Jale aynı zamanda Türk kadının gelmiş geçmiş en güçlü sesidir. Tiyatroya olan sevgisi bir ilke imza atmasını sağlamıştır. İstanbul Sanayi Mektebinde okurken bile aklında sadece tiyatro vardı. 1918 yılında Müslüman kadınların sahneye çıkmaları yasak olan bir zamanda Darülbedayi ’ye (Şehir Tiyatroları) alınmak için sınavlara girer.10 Kasım 1918’de Refika ve Afife Jale Stajyer kadrosuna alınmışlardır. Refika ve Afife dışındaki kızlar fazla dayanamayarak nasılsa sahneye çıkamayacaklarını düşünerek tiyatroyu bırakmışlardır. İkisinde sahneye çıkarmamışlar ancak Refika’ya Suflör, Afife’ye ise ‘’mülazım artistlik’’ (stajyer oyuncu) görevini vermişlerdi. Afife Jale bir seneyi aşan süre boyunca provalara katılmış fakat bir türlü gerçek sahne deneyimini yaşayamamıştır. Refika ise sahne gerisinde görev almayı başarmış ilk Müslüman Türk kadını olmuştur.

Kadıköy’deki Apollon Tiyatrosu’nda 1920 yılında Hüseyin Suat’ın Yamalar adlı oyunu sahnedeydi. Emel adlı kızı oynayan Eliza Benemenciyan Paris’e gittiği için rol sahipsiz kalmıştı. Bu rol için Afife’yi uygun görüp takma ismi Jale ile Kadıköy’deki Apollon Tiyatrosu’nda (bugünkü adı Reks Sineması) sahneye çıkar. O gece tiyatroya gelen zaptiyeler uyarıda bulunsalar da bir hafta sonra ‘’ Odalık’’ ve ‘’Tatlı Sır’’ oyunlarında zaptiye engeline takıldı. İçişlerinin gönderdiği genelgeyle Müslüman kadınların sahneye çıkmaları yasaklanmıştı. Polis genç sanatçıyı tutuklamak isteyince Kınar Hanım tarafından arka bahçeye kaçırılarak polisin elinden kurtarıldı. ‘Odalık’ piyesinde oynarken polis yine tiyatroyu bastı. Yine arkadaşları tarafından kaçırılıp saklanan Afife Jale daha sonra polis tarafından sokakta yakalanıp karakola götürülür ve orada Dinini, milliyetini unutan sen misin diye tartaklanır. Babası Hidayet Bey’de tiyatrocu olmasına karşıdır. Babası için o artık bir fahişedir. Bir gün Benin Afife diye bir kızım yok diyerek ona kızan babası yüzünden evini terk eder. Dahiliye Nezaretin 4 sayılı bildiriyi Darülbedayi Yönetim Kurulu’na gönderdi bildiride ise kesinlikle Müslüman kadınlar sahneye çıkamaz yazıyordu. Bu bildiriden sonra tiyatrodaki işine son verilen Afife Jale için hayat çok daha zorlaşmıştı. Güvencesiz ve parasız olmasına rağmen Afife’nin gözünde tiyatrodan başka bir şey yoktu. Önünde duramadığı şiddetli baş ağrıları başlar. Zaten zayıf olan sinirleri iyicene alt üst olan Afife Jale kaçışı haplarda ve uyuşturucularda bulmuştur. Sonradan âşık olduğu Suriyeli bir eczacının yaptığı iğneler onda alışkanlık başlatmıştı. Eczacı morfinle tedavi yoluna giderek büyük bir hata yapar ve Afife’yi morfinman yapar.

Ortalık biraz durulduğu zaman Burhanettin Tepsi Kumpanyası ile Anadolu’da turneye çıkmış, yeni topluluğuyla Kadıköy ‘de oynamış, daha sonra Fikret Şadi’nin Milli Sahne’siyle çeşitli şehirlerde temsiller vermiştir.  1928 senesinde ise bir arkadaşıyla Hafız Burhan konserine gitmiş orada sanatçıya tamburuyla eşlik eden Selahattin Pınar ile tanışmıştır. Zaman içinde Selahattin Pınar, Afife Jale’ye deli gibi âşık olmuştur. Nerden Sevdim O Zalim Kadını ve Huysuz ve Tatlı Kadın gibi ölümsüz şarkılarını bestelediği Afife Jale ile 1929 yılında dünya evine girmiştir. Fatih Camii’nin karşısında tutukları evlerinde adeta hayatın yorgunluğunu atan çift, güzel ve mutlu günler yaşamaya devam etti. Lakin güzel günler çok da uzun sürmedi Afife tiyatro olmadan bir hiçti bu boşluğu sadece uyuşturucuyla dolduruyordu. Suriyeli aşkının alıştırdığı bu illetten bir türlü yakasını sıyıramıyordu. Bir gün Selahattin Pınar eşinin öğlen uykusu için odasına çekildiğini düşündüğü sırada anahtar deliğinden bakıyor ve Afife’nin damarına morfin enjekte ettiğini görüyor. Üstelik morfini alabilmek için eczacı ile birlikte olmuştu.

Selahattin Pınar eşini hayata döndürmek için çok uzun zaman çabaladı fakat Afife Jale günler geçtikçe daha kötüye gidiyordu.  Bu durumdan sonra eşine kendisini terk etmesi için yalvarmaya başladı. Altı ay sonra eşinden boşanmak zorunda kalıyor Selahattin Pınar.1935 yılında yollarını ayırdıktan sonra esas sancılı sürecin içine giren Afife Jale sokaklarda yatıp aşevlerinde karnını doyurup sefalet içinde yaşadı. Son zamanlarını ise Bakırköy Akıl ve Sinir Hastanesi’nde geçiren zavallı Afife Jale 39 yaşındayken 24 Temmuz 1941 yılında bir deri bir kemik aramızdan ayrıldı. Ne bir gazeteye haber oldu nede cenazesine 4 kişiden başka katılan olmadı.